Pazar, Ocak 07, 2007

Avrupa Birliği Değil Türk Birliği

Günümüzde yeni bir teknolojik çağa girdiğimiz aşikardır. Önceleri atom çağı, uzay çağı, sanayi ötesi çağ vb adlar verilen bu çağın artik oturmuş adı bilgi çağıdır. Gerçekten bilgi teknolojileri mesafeleri ortadan kaldirmiş, birlikte çalışmayı ve ticareti çok geliştirmiştir.

Dünyamiz hizli bir bütünleşme sürecindedir. Bu bütünleşme süreci ne yolla ve ne hızda olmalıdır?. Bizce temel soru budur. İnsanlar aileden topluma çıkarken kendilerine kimi daha yakın görürler? Bu bütünleşmenin yolunu çizer. Öncelikli olan nedir? Dil birliğimi? Sınıf birliğimi? Din birliğimi? Başlıca siyasal akımların temeli buradadır. Bizce bir insanı diğeriyle en kolay yakınlaştıracak şey ortak dilleridir. Dil birliğimiz en kıymetli hazinemizdir. Atatürk ‘Türklük demek Türkçe demektir’ diye buyurmuştur.Bir İngiliz kendini bir Amerikalı bir Kanadalı ile ne kadar yakın görüyorsa bir Anadolu Türkünün kendini bir Azerbaycanlı bir Türkmen bir Özbek bir Kazak vb ile yakın görmesi o kadar normaldir. Bu milli bakış açısı hiçbir milleti dışlamak ve küçümsemek demek değildir. Her milletin en doğal en içten en mazlum en kararlı talebidir. İnsanlar arasındaki diğer her ayrım milli kimliklerinden sonra gelir. Bu dahi o ayrımları yok saydığımız ve önemsemediğimiz anlamına gelmez. Ayrımcılık yaptığımız anlamına hiç gelmez. Birleştiricilik ancak farklılıkların tesbiti ve önceliklerin oluş sırasına bakılarak konulmasıyla mümkündür. Bize yapmamız gerekeni yapmamız yada sırasını değiştirmemiz söyleniyorsa birleştirici olunamaz. Bu yüzyıl emperyal güçlerin ülkelerin kaynaklarını sömürmek adına onları işgal ettikleri yada ayrımları kışkırtıp iç çatışma yaratıp işbirlikçileriyle içten ele geçirdikleri bir çağ olmamalıdır.

Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in 18 Şubat 2005 günü yaptığı tarihi ulusa sesleniş konuşmasındaki teklifiyle, Orta Asya Birliği’nin kurulması gündeme geldi. Konu sadece Kazakistan’ı değil, bölgenin diğer devletlerini de ilgilendirmektedir.

Nazarbayev şöyle demiştir. “ Şimdi, bizim önümüzde duran seçenekler: Ya dünya ekonomisine sonsuza dek hammadde sağlayıcısı olarak kalmak ve yeni bir sömürgeci devletin gelmesini beklemek ya da Orta Asya bölgesinin somut bir entegrasyon sürecini başlatmaya gitmektir. Ben son seçeneği teklif ediyorum.

Orta Asya Devletler Birliği’ni kurmayı teklif ediyorum. Kazakistan, Özbekistan ve Kırgızistan arasında yapılan ‘Ebedî Dostluk’ Antlaşması böyle bir birliğin temelini oluşturmaya hizmet edebilir. Bölgemizin diğer ülkelerini de bunun haricinde tutmuyorum.

Bizim ekonomik çıkarlarımız, tarihî-kültürel köklerimiz, dilimiz, dinimiz, ekolojik sorunlarımız, dış tehditlerimiz ortaktır. AB mimarları böyle müşterek noktalar hakkında sadece hayal edebilirdi. Biz sıkı ekonomik entegrasyonu başlatmalıyız, ortak Pazar ve ortak para birimine doğru ilerlemeliyiz. “

Bu öneriyi alkışlıyor, Türkiye Cumhuriyeti’ni bu ülkünün en ön safında görmek istiyor ve Türk Birliği’ni öneriyoruz.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

sonuna kadar turancıyız. inadına türkçü atatürkçüyüz. umarım birgün büyük türkeli kurulur. saygılarımla. inanıyorum ki birgün kızılderili kardeşlerimiz bile amerikadan turan diye haykıracaktır.