Çarşamba, Ocak 10, 2007

Sevgili Okuyucular


Bir milletin insan gücünü teşkil edenler Ziya Gökalp tarafından 3 guruba ayrılmışlardır. Birinci guruba girenler "Hak yok vazife vardır" diyenlerdir. Bunlar vatan için, devlet için, millet için hudutsuz bir fedakarlığın temsilcisidirler ve canları dahil her şeylerini bu değerler uğruna feda edebilirler. Bunlar eğilmezler, bükülmezler, dönmezler, sapmazlar ve şaşmazlar. Genel olarak ve geniş manası ile bunlara ülkücüler denir.

İkinci gurupta bunların tam zıddı olan bir gurup yer alır. Bu gurup "hak var vazife yoktur" diyen guruptur. Bunlar şerefsizdirler, arsızdırlar, hırsızdırlar, haysiyetsizdirler, namerttirler, din ve devletle ilgili hiçbir çizgileri yoktur. Allahı da aldattıklarını zannederler, devleti de aldatırlar ve bütün güçleri ile bütün marifetleri ile soyarlar, çalarlar çırparlar. Bunun için her türlü vasıtayı özellikle dini alet ederler ve devlet bürokrasisinde veya siyasi kadrolarda yer alıyorlarsa bu makamların verdiği yetkileri de kullanmaktan çekinmezler. Üçüncü gurup ise, bu ikisi arasında yer alır ve "hak vazifenin karşılığıdır" diyen guruptur. Bunlar vazifelerini yaparlar karşılığını alırlar. Alamazlarsa mücadele ederler. Mücadeleleri de kanunlar ve töreler çerçevesinde olur. Milletin değer hükümlerine sadık kalmayı arzu ederler. Normal vatandaş tipidirler. Bir milletin, içindeki mücadele birinci ve ikinci gurup arasındaki mücadeledir. Üçüncü gurup, bu mücadelede galip gelen guruba tabi olur. Bir milletin zaferler kazandığı, refahının arttığı teknolojide, sosyal ve kültürel alanda başarılar elde ettiği ve gelişmeler kaydettiği, devletin güçlendiği, sözünün dünya çapında geçgin olduğu dönemler, birinci gurupla üçüncü gurubun beraber olduğu dönemlerdir.

Milletlerin tarihinde özellikle Türk Milleti'nin tarihinde böyle bahtlı devreler çok büyük önem taşır. Bu dönemde milli ahlak son derece yüksektir. Bir ülkede ahlakın bozulduğu, refahın artmadığı, buna karşılık soygunların hortumlamaların yaygın olduğu dönemler ise, ikinci gurupla üçüncü gurubun birleştiği hakim olduğu dönemlerdir. Türk milletinin Atatürk'ten sonraki siyasi, iktisadi ve sosyal bünyesinin uğradığı tahribat, herhalde ikinci gurubun, üçüncü guruba hakim olduğu uzunca bir sürenin yaşandığını göstermektedir.

Türk gençlerinin birinci guruba dahil gençler olarak yetişmesi, son derece önem taşımaktadır. Bunun için, örnek alacağı insanlar hayatları boyunca hiç sapmamış, şaşmamış, kelle koltukta dişini tırnağına takarak vatanına hizmet etmekten, milletine yararlı olmaktan başka bir şey düşünmemiş olan insanlardır. İşte bunlardan birisi olarak bu gün Hüseyin Nihal Atsız'ı rahmetle ve minnetle anıyoruz.

Türk gençleri Hüseyin Nihal Atsız'ı gerçek ülkücü bir şahsiyet olarak, her yönüyle araştırmalı öğrenmelidir. Örnek almalıdır.

Bu vesileyle, Kurban Bayramınızı ve yeni yılınızı kutluyor, hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Tanrı Türk’ü Korusun.

Prof. Dr. Turan Yazgan

Hiç yorum yok: