Pazar, Ocak 07, 2007

Takipçi Değil Lider Ekonomi İstiyoruz

Dünyada gelişmiş ülkelere baktığınızda, görürüz ki, işletmeler küresel pazarda mutlaka özgün üretimleriyle liderlik peşinde koşarlar. Bu ülkelerdeki işletmeler, liderlik stratejilerini, insan ihtiyaçlarının daha kaliteli, daha çok ve yaygın, daha kesintisiz temini için, yenileştirmeler ve iyileştirmeler yapmak üzerine kurarlar. Diğer ülkelerde ekseri görünen aşağılık kompleksi, bu ülkelerdeki işletmelerin ise kendilerini hep geride konumlandırmasını ve liderlik düşüncesi yerine ‘biz yapamayız’ vb. uyuşmayla taklit yada bağımlı stratejileri ortaya çıkarmıştır. ‘2. adamdan’ beri batı hayranlığı yada Türklük’ten utanma yada ‘Batının teknolojisi üstün; Biz sadece teknolojilerini almalıyız’ vb. uyutmalar, dışarıya bağımlı teknolojiyi ve dahi bağımlı üretimi getirmiş bu sırayla kirli işvereni, kirli bürokratı, kirli medyayı, kirli siyaseti doğurmuştur. Milli dava işletmeler bazında özgün üretim ve liderlik hedefleri koyarak başlar. Birilerinin ileride yada geride olması yada onlarla olan çıkar çatışmaları bu hedeflerin değişmesini getirmemelidir. İnsanlar işlerinde köle olmayı seçerlere, zaten her şeyde köle olacaklardır. Ayinesi iştir kişinin; İnsanlar ne kadar milli olduklarını, vatansever olduklarını söylüyorlarsa onlara ne konuda liderlik hedefiyle neyin peşinde koştun derler. Boyun kadar konuş, hikaye anlatma derler. Evet gerçekten kaybedecek vaktimiz kalmadı. 2. sınıf olmaya, bizlere biçilen rolü oynamaya, bizlere biçilen yerde, bize biçilen efendilerle yaşamaya mahkum olmak istemiyorsak milli düşünmeli, dünyada liderlik hedefleri koyacak özgün ürün ve hizmetlere yönelmeliyiz. İşletme liderleri bu yüce milletin gerçek kaderi en başta sizlerin elindedir. Kendi istikbalini yabancılara bağlamış olanlar çok rahat yaşamaktalar. Dışarıdaki efendilerinin artan yemeklerine kuyruk sallayanlar, gösteriş içinde yaşarken, sizler dürüstlüğünüzden dokuz köyden kovulabilirsiniz. Direniniz; Bu vatan, bu millet size minnettar olacaktır. Standartlara uyan değil standart koyan işler yapınız. Biliniz ki o çok bilinen CE’lerin, ISO’ların arkasında dahi emperyalistlerin çıkarları gizlidir. Kendilerini korumak istedikleri konuda bilmem ne kadar standart koyarlar, karlı görmedikleri alanda ortada uyulacak standart kalmaz. Bir kez daha hatırlatıyoruz ki milli teknoloji olmadan milli sermaye, milli sermaye olmadan milli ekonomi, milli ekonomi olmadan milli siyaset olamaz. Batının telkinleriyle ‘Biz ülkemizi dünyaya açıyoruz, biz medeniyete açıyoruz’ diyenlere, çocuklarını doğaya açmak adına aslan kafesinin kapısını açıp içine koymalarını öneririz. Biz Türküz; Aslandan dahi korkmayız; Ama ne şartlarda ve ne zaman ve kime açılacağımıza biz karar veririz. Hele ki kendi milletimizin evlatları dururken, Türk Birliği kurulmamışken bir başka birliğin peşinde hiç koşmayız.

Hiç yorum yok: