Cumartesi, Ekim 27, 2007

Cuma, Ekim 19, 2007

Gençlere Mektup

"...GENÇLER, Türkiye'de adet haline gelmiş göstermelik işlerden kaçının.

Sırf üniversite bitirdi desinler diye, ananız babanız Amerika'da mastır yaptı diye öğünebilsin diye yükseköğrenime gitmeyin. Sonunda ancak kendinizi kandırırsınız. Temel gayeleriniz,kendinizin ufak çıkarları ötesinde, kendiniz dışında, bu ülke, bu ulus, Türk dunyası, Avrasya, insanlık için olsun. Yüksek hedefleriniz için çalışın. O zaman, kendi durumunuz da kendiliğinden düzelecektir. Maddiyat ve maneviyatı dengeleyin. Formülünüz 'bilim' + 'gönül'dür. Bu iki kanadın biri eksik olursa ne kendinize ne de insanlığa hayrınız dokunur. Gündelik siyaset, çıkar grupları, dışardan güdümlü gizli veya açık"cemiyet"lerden uzak durun. Atatürk'ün dediklerini bol bol okuyun, onları işte bu günler için demiş, yazmış. Türkiye'nin şerefli, refahlı, itibarlı ve bağımsız geleceği için Atatürk yolumuzu çizmiştir.
Dış ülkelerden, onların yerli kuyruklarından medet ummayın.

Gayeleri bize yardımcı olmak değil, Türk adını tarihten silmektir.

Dünyanın neresinde olursanız olun, kimliğinizi, Türk dilini, Türk tarih ve kültür bilincini, binlerce yıllık geleneğini kaybetmeyin. Dış ülkelerde ne kadar kimliğinizi korursanız yabancılar da size o kadar itibar edecektir.

Başkasını taklit etmeyin. Kendi yolunuzu çizip azimle yürüyün. O zaman herkes sonradan sizi taklit edecektir. Eğitimde önce bir meslek, gerçek bir beceri, bir altın bilezik sahibi olmaya bakın.

Ne yaparsanız yapın en iyisini yapın. Siyasetçinin bilimcinin en kötüsü olunacağına tamircinin parmakla gösterilen en iyisi olmak yeğdir.

Bulabilirseniz Türk okuluna, eğitimin Türkçe verildiği okullara gidin. Konulara merak sarın, not için çalışmayın. O meslekte yararlı olacak bir yabancı dili oğrenin. Bülbül gibi konuşup yabancıdan ayırt edilemez hale gelmek hiç şart değil.

Unutmayın ki Türk olmak bir kafa gönül işidir.

Türk kültürüyle, diliyle, ata sevgisiyle Türk'tür. Soy sop meselesi karıştırarak, o herşeyimizi borçlu olduğumuz şerefli atalarımızı karalamaya çalışan iç düşmanların kitaplarına, yaygaralarına kulak asmayın. Kültürgenleri, ırk genlerinden daha önemlidir.

Vatanı, milleti için her türlü fedakarlığa hazır bir taban gerekiyor.

Bu taban son elli yılda hayli eritilmiş, kafası, gönlü karıştırılmış, birbirine düşen kesimler, dışa bağımlı sahte aydınlar, içinde vatanının geleceğini düşünmeyen, daha da acısı vurdum-duymazlaşmış kalabalıklar oluşturulmuştur.

Bu durumda gerçek bir önder çıkabilse bile başarılı olma şansı pek azdır.

Şimdi yapılacak iş hızla bu toplumun yeniden kaynaşmasına, bilinçleşmesine, vatanını, milletini kendisinden önce düşünen insanların çoğalmasına önayak olmaktır.


Türkiye' yi tekrar Kuvayi Milliye ruhu, Atatürk ruhu kurtaracaktır..."

Oktay Sinanoğlu

17/10/2007 - İşbirlikçilere Kötü Haber!


Bu topraklar üzerinde birlikte doğup büyüdüğü, suyuna ekmeğine ortak olduğu insanlarla birlikte yaşayıp bu toprakların sunduğu olanaklarla bir yerlere gelebilen ve bulundukları konumda emperyalist güçlere hizmet eden işbirlikçiler... Sizlere kötü bir haberim var.
Genelde –şimdilerde kendini küreselleşme diye yutturan- emperyalizm ve özelde de onun öncü vurucu gücü ABD'nin bulunduğumuz bölgedeki çıkarları gereği uygulamaya koyduğu Büyük Ortadoğu/Genişletilmiş Ortadoğu Projesi kapsamında hizmetkârlığı seçen Soros çocukları... Nereye dükkân açtığınızı ilk ağızdan öğrenmek ister misiniz?
ABD'de yayın yapan Sawa radyosunun haberine göre; NBC News televizyonu siyasi uzmanı Rick Francona ilginç açıklamalarda bulunmuş. İşgal öncesinde CIA'nın Irak'ta Saddam Hüseyin'e karşı gizli bir birim kurduğunu ve kendisinin de bir dönem bu birimde yer aldığını ifade eden Francona, Saddam iktidarı sırasında Iraklı generallerle görüştüklerini, onları yönetime karşı gizli birime üye olma ve olası bir işgal ya da darbe sırasında direnişe katılmama konusunda ikna etmeye çalıştıklarını söylemiş.
CIA'nın işgalden önce kendisini Saddam yönetiminin güçsüz olduğu Kuzey Irak'a gönderdiğini ve aralarında Irak Devlet Başkanı Celal Talabani'nin partisi Kürdistan Yurtseverler Birliği'nin de bulunduğu muhalif kürt gruplarla görüştüklerini belirten Francona, ölüm cezasına çarptırılan eski Savunma Bakanı Haşim Ahmet'in de CIA ile işbirliği yaptığını ve bu nedenle yargılanmaması gerektiğini, bunun (yani işbirlikçi Ahmet'i yargılamanın) ABD ile işbirliği yapmaya istekli kişiler açısından kötü örnek olduğunu söylemiş!
Hani emperyalizm/ABD'nin çıkarları doğrultusunda canla başla çalışıp, emperyalizme karşı ulusal çıkarlarını savunan bu toprağın insanlarını kötülüyor, aşağılıyor, yıpratmak amacıyla elinizden geleni ardınıza koymuyor ve en büyük engel gördüğünüz TSK'yı yerden yere vuruyorsunuz ya... Eski CIA görevlisi Francona'nın da açıkça itiraf ettiği gibi, bu çabalarınız geleceğinizin garantisi değil, hiç değil!
Siz kendinizi emperyalizmin has adamı sanmaktasınız ki, yanıldığınızın son örneği işbirlikçi Haşim Ahmet! Gördüğünüz üzre işbirlikçi olmak, bir işin ortağı olmak anlamına gelmiyor. Emperyalizmin/ABD'nin işbirlikçisi olmak demek "Kâğıt Mendil" olmak demek. İşe yaramaz olduğunuzda efendileriniz tarafından çöpe atılacaksınız demek.
Saddam Hüseyin'in Savunma Bakanı iken ABD ile işbirliği yapan Haşim Ahmet'in işe yaramaz olunca çöpe atılması gibi... Ölüm cezasına çarptırılması gibi... Hani haber vereyim dedim.

(Haber Kaynağı: Cumhuriyet/ 16 Ekim 2007)